Bugünkü görünümün bazı insanlar için değerli olabileceğini biliyorsunuz. Hem erkeklere hem de kadınlara dayatılan standart hoşluk algıları, toplumdaki bazı uygulamaları kökten değiştirebilir. Eski zamanlarda insanların ve çevrenin yarattığı bu hoşluk standartları, o zamanın hanımlarına o kadar çok şey yaptırıyordu ki adeta insanın içini rahatlatıyordu. Gelin birlikte görelim… ?
Kaynak: https://elle.in/bizarre-beauty-trends…
10. Damarların kalın görünmesi için kurşun kalem kullanıldı.
Marie Antoinette gibi dönemin hoşluk algısına yön veren kişiler sayesinde, devrimden önce Fransa’da kalın damarlar büyük bir trend haline geldi. Cildin yarı saydam görünmesini sağlamak için kadınlar damarları vurgulamak için mavi bir kalem kullandılar.
9. Siyah dişler güzel görünmenin ana kurallarından biriydi.
Ohaguro olarak bilinen diş karalama uygulaması, Japonya’da 794’ten 1185’e kadar Heian döneminde tanınan bir gelenekti. Nezaket ve olgunluğun sembolü olarak görülüyordu. Demir dolgular, sirke, çay ve pirinç şarabı karışımından elde edilen ‘Kanemizu’ adı verilen solüsyon sayesinde dişler karartıldı. Dişlerde kalıcı lekelenmelere neden olmamakla birlikte berbat bir kokuya sahip olduğu söylenmektedir.
8. O zamanın hanımları kaşlarını ve kirpiklerini yolarlardı.
Ortaçağ, geniş alınların ön planda olduğu bir dönemdi. Bayanlar geniş ve açık alınlara sahip olmak adına kaşlarını ve kirpiklerini keser veya yolarlar. Bunun temel sebebinin ise kadınları saf ve temiz bebekler olarak göstermek olduğu düşünülmektedir.
7. Güzel görünmek için kan veriyorlar!
‘Bakire Kraliçe’ olarak da bilinen Kraliçe I. Elizabeth, yüzünü düz beyaza boyadı. Rönesans döneminde bayanlar yüzlerini beyaz yüklü makyajla kapatıyorlardı. Bununla birlikte, doğal olarak beyaz bir ‘kraliyet görünümü’ elde etmek için sülükleri büyük miktarda kan vermek için kullandılar.
6. O zamanlar keçi kılından tek kaş yapmak çok yaygındı.
Tek kaş, antik Yunan’da saflığın ve zekanın simgesi olarak görülüyordu ve doğal olarak bu özelliğe sahip olmayan kadınlar, kaşlarının ortasını doldurmak için boyalı keçi kılı kullanıyorlardı.
5. Zayıflamak için tenya (parazit solucan) yerlerdi.
Viktorya döneminde yaygın olan tenya diyeti, solucan yumurtaları içeren hapları yutmaktan ibaretti. Bu kurtçuklar daha sonra yumurtadan çıkar ve kişinin midesinde büyür ve yenen yiyeceğin bir kısmını yutar. Teorik olarak, bu diyet uygulayıcının kilo vermesine ve endişelenmeden yemek yemesine izin verirdi.
4. Tüberküloz görünümü aynı zamanda Viktorya döneminin önde gelen modalarından biriydi.
Viktorya dönemi, garip ve tehlikeli hoşluk standartları ile ünlüydü. Viktorya dönemi kadınları, tüberkülozun getirdiği soluk teni, kırmızı dudakları ve ince beli o kadar çok sevdiler ki, bu görüşü bilinçli olarak kullanmaya başladılar. Makyajı ciltlerinin daha açık görünmesi, dudakların kızarması ve ‘tüberküloz görünümünü’ taklit etmek için kullandılar.
3. Yüz kremi yerine gladyatör teri kullandılar.
Antik Roma’daki güçlü bayanlar, yüz kremi olarak gladyatörlerden ter şişeleri satın aldı. Bu uygulamanın cildi güzelleştirdiğine inanılmaktadır. Antik Romalılar da gladyatör terinin etkili bir afrodizyak olduğuna inanıyorlardı.
2. Yüzlerini beyazlatmak için cıva ve kurşun kullandılar!
Cildi beyazlatmak için beyaz kurşun, cıva, karbolik asit ve cıva klorür içeren losyon ve kremler kullanıldı. Bununla birlikte, bazı hanımlar da bu tehlikeli maddeleri kendi çıkarları için kullanmışlardır. Aqua Tofana markası bu maddelere bilerek zehir katıyor ve kocalarını öldürmek isteyen varlıklı hanımlara satıyordu.
1. Arsenik içeren gofret tükettiler!
19. yüzyılda bayanlar açık ve soluk bir ten rengi elde etmek için arsenikli gofret tüketiyorlardı. Çoğunlukla arsenik işe yarar çünkü vücuttaki kırmızı kan hücrelerini öldürür ve cildi doğal olarak beyazlatır. Ancak hanımlar ‘mükemmel’ soluk tenin yanı sıra kusma, iç kanama, saç dökülmesi, körlük ve ölüm gibi pek çok olaya da tanık oldular.
Ne diyelim… Yorum sizde!
haber-cekmekoy.xyz